Osmanlı İmparatorluğu’nda İslam dini yaşam biçimi olarak karşımıza her alanda kendini göstermeye devam ediyor. Osmanlı Padişahları kendi gelirleri ile yaptırdıkları Selehattin Camilerinde ‘ama müezzin’ bulundurma şartı koymuşlardır. Peki Osmanlı Padişahlarına bu kararı aldırtan neden ne?

Hazreti Peygambere olan sevgi, saygı ve bağlılıklarını her yerde gösteren Osmanlı padişahları, Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin ikinci müezzinine hürmeten, ama (kör) müezzin bulundurma zorunluluğunu getirmişlerdir. Kim bu ama sahabi müezzin?

ABDULLAH BİN ÜMMÜ MEKTÛM (RA)

Abdullah Bin Ümmü Mektûm ra. bir Kur'an hâfızıdır. Hakkında "Abese" sûresi indirilen bir âmâ aşık. Aynı zamanda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin Bilal-i Habeşi’den sonra ikinci müezzini. Gönlünü İslâma açan ilk mü'minlerden.

Hz. Hatice validemizin dayısının oğludur. İbni Ümmü Mektûm’un asıl ismi “Amr”dır fakat Medineliler “Abdullah” diyorlardı. Babası Kays bin Zâide, annesi Âtike bint-i Abdullah idi. Kendisi de annesine nispetle “Ümmü Mektûm’un oğlu” manasında “İbni Ümmü Mektûm” ismiyle meşhur olmuştur.

Medine’ye ilk hicret eden Muhacirler arasına yer aldı. 13 defa gaza ve seferler sırasında Peygamberimiz tarafından Medine’de vekil bırakılarak Müslümanlara namaz kıldıran Abdullah Bin Ümmü Mektûm (r.a.), gözleri görmüyordu.

ABESE SÜRESİ'NİN HİKAYESİ

Mekke-i Mükerreme'de Kureyş'in ileri gelenlerinden üç-beş kişiye Rasül-i Ekrem (s.a) Efendimiz İslâm'ı anlatıyordu. Bu esnada İbni Ümmi Mektûm (r.a) oraya geldi. Peygamberimizin sesini duyunca' 'Ya Resulallah Allah'ın sana öğrettiğinden bana da öğret" dedi. Orada bulunanlardan habersiz olan İbni Ümmi Mektûm direk söze girdi. Bu davranış Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimizin hoşuna gitmedi. İslâm'a girmelerini ümit ederek Kureyş'in ileri gelenleriyle ilgilendi.

İbni Ümmi Mektûm (r.a) birkaç defa aynı sözü tekrar etti. Cevap alamadı. Onun bu ısrarına Resûl-i Ekrem (s.a)'in canı sıkıldı. Sessiz kaldı ve yüzünü çevirdi. Kureyş'in ileri gelenlerine yönelerek onlara İslâm'ı anlatmaya devam etti. İbni Ümmi Mektûm'a cevap veremedi. Konuşma bitip oradan ayrılınca Cebrail aleyhisselam "Abese" sûresini getirdi. 

ABESE SURESİNİN MEALİ

1. Yüzünü ekşitti ve döndü

2. Kendisine âmâ geldi, diye.

3. Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

4. Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek

5. Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,

6. Sen ona yöneliyorsun.

7. Onun temizlenmesinden sana ne?

8. Ama sana can atarak gelen,

9. Allah'tan korkarak gelmişken,

10. Sen onunla ilgilenmiyorsun,

11. Hayır, hayır, sakın. Çünkü o Kur'an bir öğüttür.

12. Artık dileyen onu düşünür.

13. O, değerli sahifelerdedir

14. Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde

15. Yazıcıların ellerindedir.

16. Değerli iyi yazıcıların.

Kaynak: istiklal.com.tr