Bir önce ki yazım da özetle: “kuranın kurmak istediği ideal toplumun en önemli özelliğinin özgür olmasıdır, çünkü Allah’ın rızasını arayan birey özgür olacak ki, dinin kurallarını ihlas ile uygulayabilsin,” demiştik.

Bir önce ki yazım da özetle: “kuranın kurmak istediği ideal toplumun en önemli özelliğinin özgür olmasıdır, çünkü Allah’ın rızasını arayan birey özgür olacak ki, dinin kurallarını ihlas ile uygulayabilsin,” demiştik.

Peki! “bu özgürlüğe nasıl ulaşılır?” sorusuna kuranın cevabı nedir? İşte! tüm çatışma noktaları buradan başlıyor. Bu soruyu herkes kendi, anlayışına göre cevaplandırıyor. Kişinin anlayışına göre yapılan özgür toplum tanımı; yaşadığı toplumun kültürüne, aileden aldığı eğitime, kendi karakterine, yaşadığı çağdaki insanların gelişmişliğine, toplumun beklentilerine göre değişir. Ancak her zamanın toplumlarında, özgür bir toplumun kurulması için devletin olması gerektiği hususu genel kabul görmüş bir fikirdir.

Devlet hem özgürlükleri kısıtlar, hem de özgür bir toplumun kurulması için gerekli olan bir organizasyondur. Çünkü her insan, kendi özgürlüğünü artırmak için başkalarının özgürlüklerini kısıtlama eğilimindedir. Herkes kendi özgürlüğünün alanını geniş tutmaya çalışırken, başkalarının özgürlüklerini kısıtlar, ancak bazen başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadığını iddia ederler bazen de kendi özgürlüğü için başkalarının özgürlüklerini kısıtlamasının kendilerinin en doğal hakkı olduğunu iddia ederler. Tıpkı trafikte yapılan haksızlıklarda veya köylülerin sınır davalarında olduğu gibi “ben haklıyım demektedir.” Bu tartışmalar ta ki adam öldürmeye kadar gidebilir. İnsanların bu özgürlük alanındaki anlaşmazlıkları ve kendi güvenliğini tek başına sağlayamamanın sonucu devletin olması gerektiği konusunda neredeyse anlaşmaya varılmıştır. Sonuç olarak devlet, insanların özgürlük alanlarının sınırlarını belirler. Devletin bundan daha önemli bir görevi yoktur.

Devlet, kendi halkını oluşturan insanların özgürlük alanlarını belirleyerek; ülkesinde yaşayan insanların, kendi özgürlüklerini korumak için, birbirleri ile olan mücadelesini, çatışmasını, kavgasını ve savaşını önler. Böylece devletin ülkesinde yaşayan insanların güvenliğini sağlamış olur. Modern hukuk da buna devletin kamu güvenliğini sağlama görevi denir.

Devlet; kamu güvenliğini, sadece, ülkesinde yaşayan insanların çatışmalarını önlemekle sağlayamaz; ülke dışında yaşayan insanların saldırılarından koruyarak da sağlar. Kısaca birincisine iç güvenlik, ikincisine dış güvenlik diyebiliriz.

Kuran, devletin varlığını kabul eder, geçmişteki peygamberlerin hayatını anlatırken, çok güçlü bir devlet iktidarı isteyen Hz. Süleyman (a.s) peygamberin duasından bahseder. Zaten dış güvenliğin ve iç güvenliğin en iyi şekilde sağlandığı düzen, devlet düzenidir. Devletin olmadığı yerde kaos olur. Devletin olmaması gerektiğini savunan ütopik fikirler vardır, anarşisizim gibi. Ancak ciddiye alınmayacak kadar saçma fikirlerdir.

Devlet çatışma halinde olan iki kişiden, birinin özgürlüğünü genişletirken diğerinin özgürlüğünü daraltır. Peki! bunun sınırı neye göre belirleyecek? Önce özgürlüğü tanımlayacak. Tanımlayamadığı bir kavram üzerinden insanların haklarını veya özgürlük sınırlarını belirleyemez. Mantığın zorunlu bir sonucu olarak bütün devletlerin bir özgürlük tanımı vardır. Az ya da çok her devlet, bir kısım insanlara özürlükler verir ve buna karşılık bir kısım insanlarında özgürlüklerini kısıtlar. Modern toplumlardaki devletlerde, insanlara verilen özgürlüklerin tanımları anayasalarda ve kanunlarda yapılır; geleneksel tarım toplumunun veya modern olmayan toplumların devletlerinde ise inanç ve geleneklerde özgürlük tanımları yapılır.

Sonuç olarak, insanların özgürlüklerinin korunması için peygamberimiz devlet kurmuştur, kendisi de devlet başkanı olmuştur. Devletin kurulduğu dönem Medine dönemidir. Devletin olmadığı ve özgürlüklerin yaşanamadığı dönem ise Mekke dönemidir. Devlet olmadan da insanlar İslam’ı yaşayabilir, devlet olunca daha özgür olarak İslam’ı yaşarlar. O nedenle Kuran’a göre kurulmuş en ideal toplum, Medine İslam devletinin kurulduğu, topluluktur. O toplumda özgürlüklerin korunması için özgürlükler kısıtlanmıştır. Mutlaka bir özgürlük tanımı da yapılması gerekli olmuştur. İşte bu nedenle kuran da, Müslümanların kuracakları topluluk düzenleri için özgürlük tanımları yapılır. Tabi ki konunun ayrıntıları sünnet ile belirlenmiştir.

Bir sonra ki yazım, ideal İslam toplumu olan Medine devletindeki özgürlük tanımları nasıl yapılmıştır? olsun.