Son günlerde çokça duyduğum ve hatta başıma gelen can sıkıcı olaylardan biri de işe alım sürecinde yaşanan tacizler. Daha çok kadınların yaşadığı bu tür olaylar ne yazık ki kadınların çalışma hayatını baltalıyor. Üstelik sözde dindar geçinen ama sadece erkek egomanyasını koruma altına almak isteyenlerin ekmeğine de yağ sürülmüş oluyor.

Yakın bir arkadaşım kısa bir zaman önce bir iş görüşmesine gitti. Üstelik patron namzeti olan kişi ile bir tanıdık vasıtasıyla görüşeceklerdi. Alım gerçekleşti ve daha ilk iş günü bahsi geçen patron, işe aldığı personelinin sorunsuz olmasını ve sadece işe yoğunlaşmasını istediğini bahane ederek arkadaşımı en kısa zamanda ev ve araba sahibi yapacağını, çalışanlarıyla yakın arkadaş olduğunu, zor günlerde onun omzunda ağlayabileceğini, her şeyi paylaşabileceğini vs. söylemiş. ‘Kısacası kendime hem bir çalışan hem de metres arıyorum’ dese inanın daha az şerefsiz kategorisine sokabilirdim onu.

Özellikle büyük şehirlerde çalışmak isteyen o kadar çok kadın bunu yaşıyor ki… Özellikle büyük şehirlerde diyorum. Çünkü küçük kasabalarda bir iş veren bunu yapacaksa bile duyulma korkusu yaşadığı için kendini kolay ele veremiyor. Ama İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, İzmir gibi yerlerde bu tür talihsiz hadiseler yaşamak neredeyse bir ritüel.

Ceza kanunlarına bakacak olursak; bırakın tacizi, tecavüzü bile haklı gösterebilen yasalar hala ne yazık ki mevcut. Kaldı ki bir insanı sözle taciz etmek bile onur kırıcı ve affedilemez olmalı. Böyle davrananlar toplumun ahlaki değerlerini hiçe sayan, kadınları aşağılayan ve sosyal hayatı sekteye uğratan kişilerdir. Düşünsenize, çalışmaya karar veren ve bu tür bir şey yaşayan kadın, başından geçenleri evde eşine ya da babasına, ağabeyine anlattığında ne gibi sonuçlar ortaya çıkabilir? Belki cinayet, belki yaralama… En iyi ihtimalle de o kadının bir daha çalışmak istediğini dile getirmesi bile yasaklanacaktır.

Bu tür bir durumda bazı çok değerli politikacılarımız da kadının yerinin ev olması gerektiğini söyleyerek taciz olaylarını gündeme getirecek ve haklılığını sözüm ona kanıtlayacaktır. Ne yani, ben arabamın anahtarını kontağın üzerinde unutup çıktıysam bu, teşvik edici unsur olarak görülüp hırsızı haklı mı gösterir? Türkiye’de ne yazık ki böyle!

Lütfen, sığ düşünen ama biraz olsun vicdanı olan insanlara sesleniyorum. Kadınları savunmasız algılayabilirsiniz, onları çalışma hayatında görmek istemeyebilirsiniz ya da kadın bedenini sadece cinsel bir obje olarak ta düşünebilirsiniz ama lütfen tacizi bir hak ya da hak ediş olarak benimsemeyin. Bu tür insanların karşısında sessiz kalmayın. Bir gün sizin de anneniz, kız kardeşiniz ya da eşiniz de böyleleriyle karşılaşabilirler…