Geçenlerde Sayın Başbakanımız "Hilye-i Nebî" sergisini gezerken; çok duygulandığını ve her vatandaşın mutlaka "Hilye-i Nebî"yi görmesinin gerekli olduğunu söylediler.

Geçenlerde Sayın Başbakanımız "Hilye-i Nebî" sergisini gezerken çok duygulandığını ve her vatandaşın mutlaka "Hilye-i Nebî"yi görmesinin gerekli olduğunu söylediler.

Bunun üzerine bende naçizane kendimce bu konuya merak saldım. İlk önce bu kelimelerin anlamlarını ve özünü öğrenmeye gayret ettim.

Hilye, kelime anlamı olarak süs, ziynet, kolye, cevher, güzel yüz, güzel sıfatlar, güzellikler gibi mânâlarına geliyor. Hilye-i Nebî ise, Peygamber Efendimiz Muhammed (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin yaradılışını, vücudunun dış görünüşünü ve güzel sıfatlarını, fiziki yapısını ve güzel ahlakını anlatan eser, demektir.

Hilye-i Nebî’in Fazileti

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem), Hz. Ali (r.a.) buyurdu:

-"Ey Ali! Her kim, benim vasfımı (Hilye-i Şerife) yazar, evinde (veya iş yerinde) muhafaza eder; o eve (yani Hilye-i Şerife’nin bulunduğu yere)

1-Asla şeytan yakın olamaz.

2-Zalim sultan kötülükle yaklaşamaz,

3-Belâ'dan mahfuzdur.

4-Vebâ'dan korunmuştur.

5-Hastalıklardan korunur.

6-Fakirlikten emin olur.

7-Gam ve keder görmez.

8-Sıfatlarımı (Hilye-i Şerife) okuyana herkese Allah'u Teâlâ Hazretleri (kabul olunmuş) hac sevabı verir.

9-Kul azad etmiş (kölelikten kurtarıp hürriyetine kavuşturmuş) gibi (kendisine) sevap verilir.

10- O kimseden dünya şerrini (görünür, görünmez kazâ belâ musîbet ve felâketlerini) def eder.

11-Ondan âhiret azabını kaldırır.

Hilye-i Nebî Kitabının Yazarı

Böyle mübarek bir kitabın yazarı Mehmed Hakânî Hazretleridir. Mehmed Hakânî Hazretleri’nin doğum tarihi konusunda kesin bir bilgi yok ise de tahminen 16. Yüzyılın başlarında doğduğunu söyleyebiliriz. Çünkü büyük eseri "Hilye-i Nebî" i tamamladığında 1598 yani 1598 yılında epeyce ihtiyarlamış bir zat olduğunu biliyoruz.

Eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla iyi bir eğitim görmüş olduğu aşikar olan Mehmed Hakânî Hazretleri, Divân-ı Hümâyun muhasebesinde çalıştı. Sadrazam Ayas Paşa’ya çok yakın idi. Hatta bazı kaynaklarda Sadrazam Ayas Paşa'nın oğlu olarak kayıtlıdır.

Hakânî Mehmed Bey, çağdaşlarından Fâizî'nin, "Hakanî Bey ukbaya göçtü" mısraında düşülen tarihe göre 1606 yılında vefat etmiştir.

Mezarı Edirnekapı'da Mihrimah Camii hazîresindedir.

Hakanî Mehmed Bey'in yazdığı eserler,

1-Hilye-i Hakânî,

2-Divânı

3-Miftâhü'l-Fütûhât.

1015 (milâdî: 1606) senesinde vefat etti.

Hilye Sahibinin Kabri

Hilye-i Nebî Kitabının Yazarı Mehmed Hakânî Hazretlerinin kabrini merak ettim. Araştırdım.

Mehmed Hakânî Hazretleri’nin kabri Edirnekapı'dan Fatih'e inen ana caddenin kenarındadır. Benzinlik ile yol arasında sıkışmış kalmıştır. Fatih Caddesi açılırken, kabrini kaldırmak istemişler ve lâkin kaldıramamışlar.

Kabrinin etrafında gezinirken rastladığımız ve kendisinden malumat aldığımız bir yaşlı esnafın anlattığına göre; "Burası eskiden, Mihrimah Camii'nin hazîresiydi. Vakıf idi. Milli Şef döneminde caminin haziresindeki mezarlar yerle bir edildi. Buralar, belirli kişilere ya peşkeş çekildi ya da çok ucuza satıldı.

Daha sonra Milli Şef zihniyetini taşıyan bir belediye başkanı döneminde buradan yol geçmesine karar verildi. Kalan mezarlar da bu esnada yerle bir edildi. Ama bu zata, Mehmed Hakânî Hazretleri’nin kabrine zarar veremediler. Birkaç kere kepçenin başlığı kırıldı.

En son kepçeyi kullanan genç operatör, kalp krizi geçirdi. Onun üzerine Mehmed Hakânî Hazretleri'nin kabrini yol kenarında bıraktılar…"

Bugün, Hakânî Hazretlerinin kabr-i şerifi gerçekten acınacak bir haldedir. Etrafında sayısız tabela ve levha vardır.

Hilye-i Nebî yazmış olan bir zat’ın kabri böyle olmamalıydı.

Yetkililerin bu mübarek zat'ın kabr-i şerifine sahip çıkmalarını bekliyoruz.

Milli Şef döneminin "Hilye-i Nebî" kitabına olan düşmanlığı ve mübarek kabrine olan saygısızlığı mutlaka tamir edilmelidir.

Millî, dinî ve mukaddesata ait olan değer yargılarımıza düşman olan Milli Şef’in tahribatına birilerinin "dur" demeleri lazım.

Vesselam...