Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihine dün bir kara leke daha not etti. Türk demokrasi tarihinin utanç karesi olarak tarihi kayıtlarda yerini aldı.
Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihine dün bir kara leke daha not etti. Türk demokrasi tarihinin utanç karesi olarak tarihi kayıtlarda yerini aldı. Ancak bilanço maalesef ki çok acı oldu. 161 can kaybı ve 1440 ve 2839 tutuklama var.
****************************************************
TSK içinde ki emir - komuta zincirinden bağımsız olarak harekete
geçen FETÖ terör örgütü taraftarı olduğu iddia edilen bir takım
subay - assubay ne yazık ki darbe girişiminde bulundu. Tüm Türkiye
ve aynı anda tüm dünya ilk olarak FSM ve Boğaziçi Köprüsünün
askerler tarafından bomba ihbarı ile kapatıldığı haberine
kitlendi.
Fakat gerçek üzerindeki sis perdesi on dakika sonra kalkmaya
başladı ve olayın boyutu gerçekten inanılmaz durumdaydı.
Kışlalardan tankların çıkmaya başladığı beyan ediliyordu ve emniyet
müdürlüklerine baskınlar yapıldığı söyleniyordu.
Herkes birbirine aynı soruyu soruyordu "Neler Oluyor?"
Daha sonra bomba bir haber düştü basın odalarına Genel Kurmay
Başkanlığı'na baskın yapılmış, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başında
ki isim olan Hulusi Akar rehin alınmış ve darbe yapılmaya
çalışılıyordu.
Herkes şokta idi...
TBMM Gazi Meclisi tam 7 kez bombalandı, halkın üzerine tanklar
sürüldü ve bazı vatandaşlar tankların altında ezilerek can verdi.
Polis evlerine baskın yapıldı ve polislerimiz infaz edildi.
Bunların emrini verenleri Allah kahretsin.
Bunu kurgulayanları da Allah kahretsin.
Siyasi erkanın davetleri ile halk bir anda sokaklara döküldü ve
saatler gece yarısını gösterirken Türk Devlet televizyonu olan
TRT'den bir bildiri yayınlandı ve "Türk Silahlı Kuvvetleri bütünü
ile yönetime el koymuştur" açıklaması yapıldı.
Hemen arkasından ise hemen bir açıklama geldi bakanlık tarafından
ve "TRT'de ki bildiri korsandır" beyanı yapıldı.
Ancak en acısı ne idi biliyor musunuz?
Ve yine dile getirmek lazım ki Türkiye daha önce de darbe görmüş,
geçirmiş bir ülke...
Ancak dün gece ki darbe girişiminde inanılmaz görüntüler yaşandı.
Tanklarla meydanlara çıkanlar bu tankları halkın üzerine sürdü,
park halinde ki araçların üzerinden geçtiler, ağaçları
devirdiler.
Sanki GTA5 oyununu oynayan içindeki suç işleme hoyratlığını tatmin
etmeye çalışan kişiler var gibiydi. Bu yönüyle değerlendirildiğinde
bu durumun bir darbe girişimi değil, terörize bir eylem olduğunu
düşünmek daha doğru olacaktır.
Ayrıca bir de eleştiri de bulunmak istiyorum; emir ve komuta
zincirinde en alt ve en zayıf halka emir eri olan askerlerimizdir.
Bu askerlerimiz emir eridir ve darbe ile alakaları olmadığını
düşünüyorum. Emir almak zorunda kalan 20 yaşında vasıfsız er olan
bu gençlere içlerinde ki öfke ile vahşilik yapanların yaptığı
zulümler de kabul edilemez. Teslim olanlar polise kolluk
kuvvetlerine teslim edilir. Allah aşkına teslim olan bir askerin
kafasını kesmek demek ne demek? Işid vahşilerinden ne farkınız
kaldı? Teslim olan o askeri bir köşeye kıstırıp kemerler ile dövmek
demek ne demek? Yapmayın ne olur! Teslim aldıklarınızı polise
teslim edin...
****************************************
İkincisi daha önce de yaptığım gibi MİT'i eleştireceğim yine(!)
Fakat bu kez askeri istihbaratı da katacağım. Zira teknolojinin tüm
nimetlerinden faydalanabilen bir ülke de böylesine ciddi bir
girişimin olacağına dair hiç mi istihbari bilgi ulaşmadı?
Ulaştı ise neden herhangi bir müdahale yapılmadı?
Daha önce ki yazılarımda da beyan ettiğim gibi yeniden söylüyorum
ki Türk İstihbaratı baştan ayağa yeniden dizayn edilmelidir.
**************************************
Darbe girişimi TRT'nin yaptığı açıklamadan sonra halkta ayrıca
farklı bir algı oluşturdu. Bizde sokaklardaydık ve aynı zamanda hem
gazeteci arkadaşlarımız, hem emniyette ki arkadaşlarımız hem de
istihbaratta ki dostlarımız ile sürekli irtibat halindeydik.
Polis memuru bir arkadaşımızın bize telefondan canlı dinlettiği
telsiz anonsu ise adeta şok geçirmemizi sağladı. O telsiz
konuşmasında, polis telsizini ele geçirmiş olan bir TSK subayı
polis güçlerine hitaben şu sözleri sarf ediyordu;
"Türk Polisi Teslim Ol! Direnme! Türk Silahlı Kuvvetli yönetime el
koymuştur. Silahlarını bırak teslim ol"
Hemen arkasından Milli İstihbarat Teşkilatında görevli bir kardeşim
telefondan aradı ve şu sözler dökültü ağzından;
"Kursad ağabey, üzerimize ateş açıldı, bombalanıyoruz"
Allah'ım neler oluyordu böyle?
Bu darbe değildi(!) Bu resmen terörize bir eylemdi...
****************************************
İşte tüm bunların yanı sıra insanın gözlerini dolduran başka
olaylarda cereyan ediyordu. Halk sokaklara çıkmıştı ve Türkiyenin
hemen her ilinde, en ücra köylerinde bile ezanlar ve selalar
veriliyordu.
Neden biliyor musunuz? Çünkü müslüman ülkelerde halkın birlik içinde hareket etmesini sağlamak, ülke ve milleti tehdit eden bu terörize eylemleri durdurmak için sokaklara koşan genç, yaşlı, çocuk her kesimden insan üzerlerine ateş açılmasına, tankların üzerlerine sürülmesine karşın geri adım atmadı ve kendi bölgemizde ki Tugay komutanlığından çıkmak için uğraşan Tankların üzerine kamyonlarla set olarak durdurulmasını sağladı.
Öyle sanıyorum ki bu darbe girişimi durdurulduysa bu halk sayesinde
olmuştur.
Ve buradan hareketle diyebiliriz ki eğer bir darbe olduysa bu
darbeyi halk FETÖ'cülere karşı yapmıştır.
Düşünebiliyor musunuz? Atatürk Havalimanı basılıyor ve ele
geçiriliyor, uçuşlar durduruluyor ancak bir kaç saat dahi geçmeden
geri alınıyor. Genel Kurmay Başkanı rehin alınıyor, halk genel
kurmayın önüne akın ediyor, orada deyim yerindeyse bir katliam
yaşanıyor, halk katlediliyor ancak yine de pes etmiyor Genel Kurmay
Başkanlığı darbecilerin elinden kurtarılıyor.
TRT binası basılıyor, zorla bildiri okutuluyor, TRT yayınları
kesiliyor, tüm yayın akışı darbeciler tarafından durduruluyor ancak
fazla uzun sürmeden halk TRT'yi yeniden ele geçiriyor ve
darbecileri püskürtüyor.
Bu kez Doğan Medya kanalları basılıyor, canlı yayında CNN Türk
kanalının yayınları durduruluyor ve yine canlı yayında darbeciler
yayını ele geçirdiklerini söylüyor ancak yaklaşık yarım saat içinde
halk CNN Türk kanalını darbecilerden kurtarıyor.
Bu durum aslına bakarsanız siyaset üstü bir durumdur, tüm
partilerin aynı anda birlik olması, halkın bir anda sokağa
dökülmesi ve bu yasa dışı girişime karşı durması gerçekten büyük
bir başarıdır, demokrasi zaferidir.
Her daim milletinin yanında olmayı hedefleyen İstiklal gazetemiz de
Türk vatanını bölünmez bütünlüğüne inanan bir gazete olarak
demokrasinin bina edilmesi, barış ve huzurun sağlanması adına aziz
milletimizin yanında olacaktır.
Saygılarımla
Kursad BERKKAN