Evet, sevgili dostlar malum ABD’de Başkanlık seçimleri kıyasıya devam ederken Ortadoğu’da ve Kafkaslarda da politikalar ve ABD planları devam ediyor. Amerika tarihinin en önemli Başkanlık yarışına şahit oluyoruz.

Yazar adı: Koray Kamacı (siyaset sayfasına)


ABD Başkanlık Seçimleri Ve Türkiye

Evet, sevgili dostlar malum ABD’de Başkanlık seçimleri kıyasıya devam ederken Ortadoğu’da ve Kafkaslarda da politikalar ve ABD planları devam ediyor. Amerika tarihinin en önemli Başkanlık yarışına şahit oluyoruz. Bir yanda Demokratların güçlü adayı Hillary Clinton, bir yanda ise Cumhuriyetçilerin sıra dışı söylemleri ile gündemde olan Başkan adayı Donald J. Trump… İkisi arasında çekişme son derece önemli. Eğer Clinton Başkan olursa, ABD’nin ilk kadın başkanı olacak. Cumhuriyetçilerin güçlü ismi Trump Başkan olursa Dış Politika bağlamında çok farklı ve Şahin bir Amerika görmek mümkün olabilir.

ABD Başkanlık seçimleri, küresel sistemin sadece güvenlik alanında değil; insani ve ahlaki durum, refah düzeyi, gelir dağılımı gibi konularda da ciddi bir kriz içinde olduğunu gösteriyor. ABD yeni Başkanını bu yıl Kasım ayında seçecek. Sekiz yıl süren Obama dönemi bitecek. Obama döneminde elbette tartışacak çok husus var lakin, ‘’Korku değil değişim’’ sloganı ile büyük umutlar oluşturan ve ABD’nin ilk siyahi başkanı olan Obama’nın yönetimde bulunduğu dönemde korku unsuru pek çok olayda daha fazla bir şekilde görülmüştür. Bu bağlam da ABD ilkleri yaşamaya devam edecek mi? İlk siyahi başkandan ilk kadın başkana gidilecek mi? İşte burası çok önemli!

Hillary Clinton’ın Başkan olması durumunda ‘’Derin Dünya Yöneticileri’’ Ortadoğu ve Kafkaslar politikasına hız verecek ve bu bağlamda ABD’nin 2017’den itibaren başlayan süreçte daha da sert bir politika izlediğini hep birlikte göreceğiz. Donald J. Trump bana göre Kaos düzeninin mimarlarının başka bir planı. Sert söylemler ile bir kesimin ilgisini çekerken, daha büyük bir kesimin de tepkisini çekiyor ve bir bakıma Clinton’un işini kolaylaştırıyor. Bu bağlamda çok büyük bir sürpriz olmazsa Kasım ayında ABD Başkanı Hillary Clinton olacaktır. Tüm dünyayı ilgilendiren ABD Başkanlık seçiminin en büyük tezahürü ise yeni başkandan sonra oluşacak dış politikadır.

Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı Hillary Clinton’ın dış politikasının mevcut Başkan Obama’dan daha sert olacağı görülüyor. Kendi dış işleri bakanlığı dönemi ile halefi Kerry’nin dönemi arasında yapılacak bir karşılaştırma, Clinton’un dış politika anlayışı konusunda bir fikir verebilir. Ama her ne olursa olsun gelecek ABD dış politikasının bölgede en çok belirleyici unsur konumundaki ülkesi Türkiye olacaktır. Türkiye’de de Kasım ayında bir başkanlık hususu ile karşı karşıya kalabiliriz. Benim şahsi kanaatim Kasım’da bu bağlamda önemli bir gelişme olacak. Referanduma herkes hazır olmalı. Bu bağlamda Türkiye’nin yönetim anlamında önemli bir köklü değişikliğinin bölgeye de önemli yansımaları olacaktır. ABD Başkanlık seçiminden sonra da söylediğim gibi ABD’nin dış politika merkezinde Türkiye önemli ve belirleyici bir konumda olacaktır. Bu bağlamda önümüzdeki süreçte ABD ve Türkiye’nin bölgedeki siyasi hamleleri çok konuşulmaya başlanacaktır.

Türkiye bölgede daha da aktif bir konuma Başkanlık seçimleri ile birlikte gelebilir. Tabii ki her zaman olduğu gibi bunun mümkün olması için içteki huzuru ve sükûnu çok iyi bir şekilde sağlamak gerekecektir. Bu bağlamda Kasım ayı, hem Türkiye için yeni bir siyasi yönetim tarzının başlangıcı ve sonucu olabilir, hem de ABD için yeni seçilen başkanın Türkiye ile 2017 ve sonrası için daha da yakın politikalar izleyerek Türkiye’nin bölgede aktif bir hareket tarzı benimsemesine neden olabilir…

Gelecek dönemde önemli siyasi gelişmeler peş peşe yaşanacağa benziyor. Bakalım ABD için Nostradamus’un ABD’nin ilk kadın başkanı kehaneti tutacak mı? Bu konuda önemli gelişmeler de Hillary Clinton’un başkan seçilmesi ile gerçekleşecek mi?

Kehanette Nostradamus, ABD'de yaşanacak terörist hareketlere dikkat çekiyor. Washington'da silahlı bir çatışmanın olacağı işaretini veriyor. Akıbet net değildir. Fakat dörtlük, kargaşa içinde ağır tahribat olacağını bildirir. Kronolojik bir ipucu yoktur. Ancak son zamanlarda militan organizasyonların ortaya çıktığı dikkate alındığında, bu kehanetin yakın geleceği işaret ettiği düşünülebilir." ABD'ye yapılan 11 Eylül saldırıları düşünüldüğünde, kehanetlerindeki gerçeklik payı çok yüksek diyebileceğimiz Nostradamus'un onuncu cildinin 82'nci dörtlüğünde bu konuda önemli söylemler bulunmaktadır.

Evet, sevgili dostlar Dünya değişiyor ve bu değişimin özellikle gelecek yıllarda Derin Dünya Yöneticilerinin kan ve gözyaşını kaosu tetikleyici politikaları ile oluşturacağı muhakkaktır. Bu bağlamda herkes ve her kesim yaklaşan büyük savaşı bekliyor ve buna hazırlık yapıyor. Önümüzdeki süreçte kehaneti vs. her şeyi bir kenara bırakalım. Dünyayı ve insanlığı zor günler bekliyor. Haçlı Seferlerinin modernize olmuş hali kapıda. Bu konuda Vatikan’ın da son yıllarda Yahudi-Hıristiyan ittifakı başta olmak üzere(Netanyahu-Papa görüşmesi ve detayları önemli) , yıllardır kavgalı olan Katolik-Ortadoks birlikteliği (Sözde Ermeni Soykırımının Papalık tarafından kabul edilmesi ) ve bazı siyasi işbirlikleri açık bir şekilde bazı olayların hazırlığıdır. 11 Eylül sonrası ABD Başkanı Bush’un ‘’Haçlı Seferleri başlamıştır’’ söylemi sıradan bir açıklama değildir. Gören gözler, atan kalpler, duyan kulaklar ve düşünen zihinler ne demek istediğimi idrak edeceklerdir.

Dünyada olup bitenleri iyi okumalı ve idrak etmeliyiz. Hak ile batıl arasında bir mücadele çıkarsa tarafımızı bilecek kadar ilim ve cesaretimiz olmalı…

Ve son söz: ‘’ Okumak üç türlüdür; dilin okuması kıraat, aklın okuması tefekkür, kalbin okuması hayattır.’’ İmamı Gazali