Çiftler nikah esnasında birbirlerine söz vermek için bir cümle kurarlar, bilirsiniz; “Hastalıkta ve sağlıkta”! Bu sözü çiftlerin tutup tutmaması, bilinçli şekilde söyleyip söylemedikleri konusu değişkenlik gösteriyor ancak aradaki cinsel bağ sayesinde fiziksel olarak bu sözü istesek de istemesek de tutuyoruz. Hatta bunun için evli olmaya da gerek yok, arada cinsel birliktelik olması yetiyor.

Kadın ile erkek cinsel birliktelik yaşadığında, erkeğin DNA kodları kadına aktarılıyor. Bu durum ise kadın bedeninde antijeniteye sebep oluyor. Antijeniteyi şöyle basitçe açıklayabiliriz:

Antijen, vücudun bağışıklığını harekete geçirerek cevap vermesine sebep olan herhangi bir maddedir. Bakteri, virüs, mantar, parazit ve kişinin vücut bütünlüğüne aykırı her türlü maddeye antijen deniyor. İnsan vücuduna bir antijen girdiği zaman, bağışıklık sisteminin devreye girmesiyle bu antijenlere anahtar gibi bağlanan proteinlere ise antikor deniyor. Antikorlar, bu yabancı maddelere saldırmak ve yok etmekle görevlidir.

Erkek bedeninden aktarılan kodlar, kadın bedeninde antijen olarak algılanıyor. Kadın bedenine giren bu yabancı DNA kodlarına karşı anında antikor üretiliyor. Özellikle hamilelik döneminde kadınların birçok zorluk yaşıyor olmasının sebebi budur zira fetüs, güçlü allojenik tepkileri tetikleyen babaya ait genler taşır. Anne ve baba hücrelerinin birleşmesi ile oluşan bebeği, kadın bağışıklık sisteminin tamamen kabullenmesi, yaklaşık 3 ay sürer. Bu süreçte kadın büyük sıkıntı çeker. Bazı kadınlarda ise yeni oluşan gebelik, annenin bağışıklık sistemi tarafından kabul edilemez ve gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) denilen olay gerçekleşir. İşte antijenite, bu olayı engeller.

Antijenite, antijenin, kendi antikoru ile bağlanabilme yeteneği olarak açıklanabilir. Erkekten gelen kodlara karşı, kadının bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorlar, dolaşım sisteminde belirli bir süre kalarak kadının bu antijenlere bağışık kalmasını sağlarlar.

İpin ucu tam olarak şurada kopuyor. Kadın bedeni bunu her zaman yapamıyor. En iyi ihtimalle en az 6 ayda bir antijenite gerçekleşiyor. Bu nedenle bir birliktelik yaşandıktan sonra başka biriyle cinsel birliktelik için 6 ay beklemek en doğrusudur. İslam’daki iddet süresinin sırlarından en önemlisi budur.

Erkeğin sağlık durumu kadını önemli ölçüde etkiliyor

Nasıl ki doğan çocuğa babanın fiziksel ve davranışsal bazı özellikleri taşınıyorsa kadına da erkekten birtakım özellikler, cinsel ilişki ile taşınıyor. Erkekten kadına geçen bu kodlar sebebiyle erkekte bulunan bazı hastalıkların kadında da görülme ihtimali artıyor.

Hatta sebebi bilimsel olarak açıklanamamakla birlikte çok sık olmasa da erkeğin ruhsal bozuklukları, tikleri, kekemelik gibi konuşma problemleri bir süre sonra kadında da ortaya çıkıyor. Bulaşıcı olmayan bu hastalıkların kadına nasıl taşındığı konusu hala açıklığa kavuşmadı.

Bu noktada Maide Suresi’nin 5. ayetindeki evlilik şartına değinmek istiyorum. Burada özellikle erkeklere bir hitap var:

İffetinizi korumanız, zinâ etmemeniz, gizli dost edinmemeniz şartıyla ve mehirlerini verdiğiniz takdirde hür ve iffetli mü’min kadınlar ile sizden önce kitap verilmiş olanların hür ve iffetli kadınları size helâldir.”

Nur Suresi’nin 26. ayetinde ise Allah şöyle emreder:

“Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara yakışır. Temiz ve iffetli kadınlar temiz ve iffetli erkeklere, temiz ve iffetli erkekler de temiz ve iffetli kadınlara yakışır.”

Elbette bu ayet, sadece evlilik veya cinsellikten bahsetmiyor. Ahlaki olarak da temiz olmaktan söz ediyor. Zina eden erkeğe temiz bir kadının nasip olmayacağından kasıt şudur ki zina etmekte sorun görmeyen erkek, bakire bir kadınla evlenmiş olsa da o kadında ahlaken sorun yaşayacaktır. Allah, evliliklerde bir melek görevlendirdiğini, bu meleğin, aralarında benzerlik bulunan kişileri bir araya getirme görevini yaptığını bildirmiştir.

Zina eden erkeklerin eşlerinde bulunan en hafif benzerliğin kadının gözü doymaz, dedikoducu ve iftiracı olmasıdır. Zira gıybet ve iftira atmak, Allah nezdinde zina kadar büyük bir günahtır. Bu nedenle kendini başka kadınlardan korumayan erkeğin eşinde bu tür ahlak problemleri ortaya çıkabilmektedir. Yani, temiz eşim olsun ama ben onun arkasından iş çevirip başka kadınlarla birlikte olayım düşüncesi erkeğin en büyük aldanmışlığıdır.

Sonuç olarak yukardaki iki ayete göre zina eden erkeğin zinadan uzak duran bir kadınla evlenmesi uygun görülmemiştir. Zina eden kadının da zina etmeyen erkekle evlenmesi aynı şekilde uygun görülmemiştir. Burada zina edenin, kendini koruyan tarafa taşıyacağı hastalıklar başta olmak üzere yaşatacağı psikolojik sıkıntılardan ve toplum nezdinde itibarının zedelenmesinden de korumaktır.

Bilimsel araştırmaların sonuçları gösteriyor ki Allah’ın koyduğu tüm kurallar, sadece ve sadece insanları korumak içindir. İnanıp uygulayanlar, fiziken de ahlaken de tertemiz olacaklardır.

Kadınların bağışıklık sistemi erkeklere oranla daha hızlı çökebiliyor

Korunmasız cinsel birliktelik yaşayan çok eşli kadınların, rahim salgılarında erkek DNA izlerine rastlanması, kadının hem rahim yolu hem de bedensel bağışıklığının doğru incelenmesinde büyük önem taşıyor. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde, cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili ana tıp merkezine başvuran kadınların rahim yollarında iki veya daha fazla farklı kişiye ait prostatik spesifik antijen (spermin sıvılaşmasını sağlayan enzim) ve Y kromozomu tespit edildi. (İlgili araştırmaya şu linkten ulaşabilirsiniz: https://journals.asm.org/doi/10.1128/cdli.8.5.955-958.2001)

Kadın genital sisteminin bağışıklığı, cinsel yolla bulaşan tüm hastalıklar dahil olmak üzere diğer enfeksiyonlardan korunması için çok büyük önem taşır. HIV (İnsan bağışıklık yetersizliği virüsü) kadına bulaştığı zaman, bedeninin bağışıklığını önemli ölçüde sarsarak diğer hastalıklara karşı da savunmasız hale getirdiği gibi ölüme de yol açıyor.

Otoimmün hastalıkları olan kişilerin yüzde %80’i kadınlardır. Kadınlar, cinsel ilişki sebebiyle bağışıklık sistemini erkeklere göre daha aktif kullandıkları için olabilir mi? Çünkü işin ucunda sadece kod aktarımı değil, erkeğin temizlik ve hijyene dikkat etmemesi durumu da var.

Bir erkekle birlikte olduktan sonra bu süre dolmadan başka bir erkekle birlikte olan kadınlarda bu kodlar henüz temizlenmediği için hastalık oluşmaya başlıyor. O kodların kadının bedeninden silinmesi en az 4 ay 10 gün sürüyor. Ölüm veya acılı ayrılık sürecini yaşayan kadınlarda ise bu süre 6 aya kadar uzuyor. İslam’daki iddet süresinin sırlarından biri de budur.

Dolayısıyla kadının tek eşli olması ya da bir birliktelikten sonra başka bir erkekle cinsel birliktelik yaşamak için en az 4 ay hatta ihtiyaten 6 ay beklemesi kendi sağlığını koruması açısından hayati önem taşır.

Cinsel hastalıklar ve ahlaki problemlerin ortaya çıkmasının en temel sebebi budur. İnsana ve nesline telafisi olmayan ya da çok zor olan hasarlar açmasından dolayı zina haramdır. Amaç sadece insanı korumaktır.

Bu yazımın devamı niteliğindeki yazıyı yarın İstiklal Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.