Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınındaki isimlerden reklamcı Erol Olçok ile oğlu Abdullah Tayyip'in şehadete yürüdüğü 15 Temmuz gecesi yaşananları, olayların yakın tanıklarından Ayten Demir anlattı. Darbe girişimini protesto ederken şehit olan Olçok'ın o anlarda çevresindekilere moral vermeye çalıştığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutunun önünde, demokrasi nöbeti tutan ve darbe girişiminde Olçok ile birlikte Boğaziçi Köprüsü'ne yürüyen Ayten Demir,yaptığı açıklamada, o gece yaşananları, hayatı boyunca unutamayacağını aktardı.
Demir, darbe girişiminin ardından diğer vatandaşlarla birlikte Kısıklı'ya gitmek için yürüdükleri anda, Olçok'ın oğlu Abdullah Tayyip ile Altunizade'de başka bir kalabalık grupla birlikte olduğunu gördüğünü anlattı.
'Milyonlar geliyor arkanızdan' diyerek herkesin kenetlenmesini
sağladı.
Olçok'ın burada kalabalığa sürekli moral verip, "Bu vatan bizim,
kimse bu vatanı bizden alamaz. Köprüde sorun büyük arkadaşlar,
orayı almamız lazım" diyerek köprüye yönlendirdiğini kaydeden
Demir, "Erol Bey Kısıklı yerine köprüye doğru yürümemiz gerektiğini
ve en önemli noktanın orası olduğunu kalabalığa söyleyince hep
birlikte oraya doğru yürümeye başladık. Kalabalık arasında genelde
gençler vardı. Erol Bey sürekli bir sağa, bir sola koşarak
kalabalığa moral veriyordu. Kol kola kenetlenerek yürüyen gençlerin
önünde adeta pervane olmuşcasına, 'Yürüyün arkadaşlar, yürüyün.
Allah bizimle birlikte. Milyonlar geliyor arkanızdan' diyerek
herkesin kenetlenmesini sağladı" diye konuştu.
Demir, Olçok'ın o anda verdiği komutlarla kalabalıktakilerin ellerinde Türkbayraklarıyla kol kola yürümeye başladığını ve çevreden katılanlarla sayının giderek arttığını söyledi.
"SİZ 100 ERKEĞE BEDELSİNİZ"
Olçok'ın, özellikle kalabalık arasındaki kadınlara zaman zaman,
"Siz 100 erkeğe bedelsiniz. Allah bizim yardımcımız olacak"
şeklinde moral verdiğini de belirten Demir, şöyle konuştu:
"Kısıklı'ya doğru giden grupla Altunizade'de buluşan grup köprüye
doğru giderken başımızda Erol Bey vardı ve o akşam bizlere sürekli
moral verip, korkmamamız için telkinlerde bulunuyordu. Bir süre
sonra köprüye yaklaştık ve o anda tanklar köprüye gelmemişti. Kol
kola giren gençler yürürken hem tekbir getiriyor hem de slogan
atıyordu. Arkamızdan kalabalığı yara yara gelen tankların geçişi
ardından köprüden bize doğru ateş açılmaya başlandı. Tanklar
arkamızdan gelirken bir kargaşa oldu ve o anda da ateş açıldı.
Zaten o kargaşada onu gözden kaybettim. Herkes yerlere serilmişti.
Gözümün önünden gitmeyen bir genç çift vardı, yerde yatıyorlardı ve
sanırım yaralanmışlardı. O anda yüksek sesle yaptıkları dua halen
kulaklarımda çınlıyor. Köprüye gelirken Erol Bey bizlere, başka
grupların da köprüye doğru geldiğini ve korkmamamız gerektiğini
söylüyordu. Zaten bizim aklımızda ateş açılacağı yoktu. Bizim
askerimizin bize kurşun sıkacağını hiç düşünmemiştim. En azından
biber gazı sıkarlar veya karmaşada itiş, kalkış olur diye düşündüm
ama bizim askerimiz bize kurşun yağdırdı. Gencecik çocuklar, tek
tek yerlere serilmeye başladı. Önden gidip açılan ateş sonucu yere
yığılanlara rağmen arkadan gelenler kol kola verip yine yürümeye
devam etti."
Demir, darbe girişimini protesto eden gençlerin o gece tek
amaçlarının vatanı kurtarmak olduğunu ve gözlerinde hiç korku
görmediğini vurguladı.
Köprüye yürüyen gençlerin aynı zamanda kalabalık arasında bulunan kadınları da korumaya çalıştığını dile getiren Demir, "Tekbir getirip, yürüyen gençler bizleri de korumak için kendilerini siper ediyordu. Sürekli, 'abla sen şuraya siper al', 'abla şuraya girin', 'abla sen bizim arkamızda dur' diyerek bizi en başa kadar götürdüler." dedi.
"MAKİNASINDAKİ FOTOĞRAFLAR YAYINLANMALI"
Erol Olçok'ın da kadınları, "Helal olsun kızlar size, helal olsun.
Yürüyün, bu vatanı kimseye vermeyeceğiz. Sizin gibi olmayan
erkekler var" diyerek alkışladığını aktaran Ayten Demir, onun
motivasyonları ve desteğiyle kendilerine olan inancın arttığını
dile getirdi.
Demir, şunları kaydetti:
"Bizler de tekbir getirmeye başladık. Rahmetli Erol Bey ve oğlunun
makinesindeki fotoğraflar bence yayınlanmalı. Çünkü gecenin adeta
canlı tanığı olabilecek fotoğrafları onlar çekti. O gecenin kanlı
yüzünü o fotoğraf kareleri gösterecektir. Erol Bey'in bizlere
söylediği sözlerin ardından oradaki kabalıkta bulunan kadınlar
olarak, 'Biz bunları hemen indiririz köprüden' demeye başladık. O
olmasaydı o anda belki bu kadar organize olup da oraya gidemezdik.
Erol Bey'in bize söylediklerini ömrüm boyunca unutamam. Kargaşa
anında oraya birlikte geldiklerimin bir çoğunu bir daha görmedim.
Yanımdaki insanların bir çoğu yaralandı ve hayatını kaybetti. O
gençlerin hakkı ödenemez."