Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verildi. Yeni Şafak yazarı Mustafa Kutlu, Prof. Dr. Kemal Haşim Karpat, Erol Parlak, Şener Şen, Feridun Özgören ve Süheyl Ünver, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne layık görüldü. Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen sanatçılar, ödüllerini cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldı.

  1. Bu sene ödül alan isimler şöyle:
  2. Süheyl Ünver - Kültür ve Sanat Vefa Ödülü
  3. Ferudun Özgören- Geleneksel Sanatlar
  4. Kemal Haşim Karpat - Sosyal Bilimler ve Tarih
  5. Erol Parlak - Müzik
  6. Mustafa Kutlu- Edebiyat
  7. Şener Şen-Sinema


Ödül törenine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

"Marifet iltifata tabidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Marifet iltifata tabidir' sözüyle hiçbir saplantıya kapılmadan Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri'ni veriyoruz. Kültür sanat alanında büyüyemeyen bir ülkenin gerçek anlamda bağımsız olabilmesi, bağımsızlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşadığımız coğrafyada yaklaşık bin yıllık bir geçmişimiz var. Engin bir kültür havzamız söz konusu. Kültür sanat alanında gelişemeyen bir ülkenin gerçek manada bağımsız olabilmesi en azınan bağımsızlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Ülke olarak bu gerçeği yeteri kadar idrak edemediğimizi kabul etmek mecburiyetindeyiz" dedi.

"Bu ödüllerimizin değerlerimizi önce kendi insanımıza sonra bütün dünyaya tanıtmada arzu ettiğimiz neticeyi almasını temenni ediyorum" diyen Erdoğan, konuşmasını, "Millet olarak kadim bir medeniyetin ve tarihin üzerinde bulunuyoruz. Bu medeniyetin hakkını popüler kültürü beslerken kadim kültürü unutmadan verebilmemiz şarttır. Modern şiir yazarken divan şiirini yabana atamayız" şeklinde sürdürdü.

Kendimizi bir fanusun içine hapsedemeyiz

Karşılıklı etkileşim mutlaka olacaktır. Ancak biz bu etkileşimi tek taraflı yaptık. Üzülerek söylüyorum kötü bir taklitten ibaret kaldı kültür sanat hayatımız. Bu demek değildir ki hiçbir şey yapmadık, elbette çok iyi eserlerde verilmiştir ancak bu eserler çok kısıtlı bir alanda kalmıştır. Kendi toplumumuza dahi ulaşamamıştır.

Kendi edebiyatınızı kendi sinemanızı üretecek zemini inşa edemezseniz dar bir alana sıkışıp kalmış kültür sanat zemininin ötesine geçemezsiniz. Bu acı gerçekler başımızı çevirdiğimiz her yerde karşımıza çıkıyor. Şu gerçeği tekrarlamak istiyorum; Türkiye'nin geçtiğimiz 14 yılı dış politikadan ekonomiye tarihi başarı hikayeleriyle doludur. Mutlaka eksiklikler vardır. Elde edilen projeler vardır. Sadece iki alanda arzu ettiğimiz sonuca ulaşamadığımız için üzgünüm. Bunlardan biri eğitimdir biri kültür sanattır. Önümüzdeki dönem bu iki alanı önceliklerimizin başına çıakracağımıza inanıyorum. Eğitimle kalcıı hale getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir yolun bizi götüreceği yer zevksizliktir.

Kendi alanlarında gerçekten önemli başarılara imza atmış değerlerimiz gelecek nesiller için birer kutup yıldızıdır.

Uzaklarda olduğu için hocamız Kemal Karpat ülkemizin tarihini en iyi anlatan hocalarımızdan biridir. Tarihi kendi ideolojilerine göre inşaa etmek isteyenlerin aksine çalıştığı dönemi bugün ve geleceğe ışık tutacak şekilde incelemiş ve yazmıştır.

Profesör Doktor Erol Parlak hocamız için hayatını türkülere adamıştır destek doğrudur. Hem alaylı hem de akademik anlamda türkünün profesörü olmuştur. Yıllardır derlediği türküler keşfettiği eserler zenginliğimize zenginlik katmıştır. Şelpe tekniğindeki ustalığı ve bozlaklarındaki ses inanılmaz.

ŞENER ŞEN'İ ANLATMAYA GEREK VAR MI?

Şener Şen'i anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Türk sineması dediğimizde gözlerimizin önüne Şener Şen'in gelmediği bir sahne yoktur.
Hababam Sınıfı'daki Badi Ekrem'den Eşkıya'daki Baran'a geçiş hiç kolay değildir. Komedisi ve dramıyla bu ülkenin insanını canlandırabilme potansiyelidir.

Feridun Özgören hocamızın unutulan sanatlarımızı yeniden bize kazandırması adeta bir uç beyi gibi Amerika'da çalışmmalarını sürdürmesi bizim için bir kazanç olmuştur.