CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni hükümet ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"MİLLETVEKİLİ ARKADAŞLARIMA MÜDAHALE ETMEDİM"

Anayasa değişiklikleri konusunda partiler grup kararı alamıyorlar. Dolayısıyla bizde bir grup kararı almadık. Daha önce dokunulmazlıklar kalkacak dendiğinde bizde buyurun getirin kürsü dokunulmazlığı hariç bütün hepsini kaldırabiliriz. AKP geçici bir medde getirdi biz buna karşın kedi görüşlerimizi aktardık. Yapılan düzenleme anayasa mahkemesi tarafından iptal edilebilir, sağlıklı bir düzenleme değil, birden fazla sorunu var. Örneğin 20 Mayıs itibariyle geçti 21 Mayıs itibariyle aynı fiili yapan bir milletvekilinin dokunulmazlığı sürecek. Bu tür garabetler var bunlara son verelim dedik. Bir milletvekili arkadaşıma müdahale etmiş değilim. Tümüyle milletvekili arkadaşlarımız sağduyu ile hareket etmişlerdir. Genel başkan müdahale etti gibi haberler oluyor ama işin gerçeği bu.

AKP KENDİ MİLLETVEKİLİNE GÜVENMİYOR

Referandum ülkeyi bölebilirdi. Parlamentoda sağduyunun egemen olduğunu ve referandum olmadan da bu sorunun bir şekilde çözülmesi gibi bir sonucun ortaya çıkması Türkiye'nin kutuplaşmaması açısından önemli.

Zaten siz müdahale ederseniz milletvekillerine bu doğru olmaz. Örneğin AKP milletvekilleri işi o kadar ileriye götürdüler ki oy kullanan milletvekilinin nasıl oy kullandığını gözetlemek için kulübelerin önünde sıraya girdiler. Kendi milletvekiline güvenmiyor. Üç kupon verdin sana ikisini getirip göstereceksin gibi. Bunlar ahlaki de değil. Biz öyle bir şey yapmadık. Antalya’daki toplantıda milletvekili arkadaşlarıma; ben hanginize telefon ettim oyunuzu şöyle veya böyle kullanın diye. Olması gereken bir anlamda sade bir insanın doğrusu budur dediği bu olayı biz uygulamaya koyuyoruz ama bazı çevreler neden böyle yapıyorsunuz diyor. Demokrasiyi savunacaksak sonuna kadar savunacağız. Kulübenin önünde bekleyen bir milletvekilini partinin tabanı da dışlar.

"BİZ SİYASETEN AYM'YE GİTMEYİ UYGUN BULMUYORUZ"

Anayasa'ya aykırılık var? Var. 110 milletvekiliyle yapılacak başvurunun reddedilme olasılığı çok yüksek.

"YARGI EVRENSEL KURALLARA UYGUN DAVRANMALI"

Üzerinde bulunduğumuz konu yargının bağımsızlığı. Yargının bu konuda evrensel hukuk kurallarına göre davranması gerekiyor.


"TERÖRİSTİN EVİNE TAZİYE ZİYARETİ DOĞRU DEĞİL"

Meclis'te bütçe görüşmelerinde bir milletvekilinin, bir teröristin taziyesine gitmesine tepki gösterdi.Teröristin evine taziye ziyareti doğru değil. Hele hele bir terör örgütüne silah taşınması asla kabul edilebilir bir şey değil. Meclis sorun çözme yeridir. Ama şu soruyu da soruyorum bir AKP milletvekili de gitti cenazeye, onun fezlekesi neden yok? Bu savcı kör mü? Birisine fezleke düzenliyorsunuz, diğerine düzenlemiyorsunuz. Böyle çifte standart olmaz.

Bireysel olarak AYM'ye başvurmayacağım. Gerekirse gider kendimizi savunacağız.

"HER ŞEHİDİN HESABINI SORACAĞIZ"

Her gün şehit geliyor. Bir sorumlu bulmak lazımdı. "Anayasa ve dokunulmazlıklar var, terörle mücadele yapamıyoruz" dediler. Bu dokunulmazlıkları gündeme getirerek terörü gölgelediler. Biz her şehidin hesabını soracağız. (Çukurca'da helikopteri düşürdüğü iddia edilen PKK füzesi) Bazı gazeteciler, PKK'nın elinde bu füzelerden olduğunu söylüyor. Bütün bunların sorumlusu biz miyiz? 2002'de ülkeyi devraldıklarında terör var mıydı? Ne oldu da terör bu kadar arttı. Polis müdahale etmek istedi, kaymakam müdahalşe etmek istedi ama izin vermediler. Emin olun terörle işbirliği yaptılar. Şehrin ortasında ellerinde silahlarla trafik kontrolü yapacaklar, ses çıkarmayacaksınız. Ondan sonra diyeceksiniz ki "dokunulmazlıklar var ben terörle mücadele edemiyorum" Bu yöntemle terörle mücadele olmaz.

"HER ŞEYİ BEN YAPACAĞIM DERSENİZ BİZ DE SOKAĞA ÇIKARIZ"

Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihi belirler. Biz diyoruz ki güçlü bir parlamenter sistem yapıyorlar. Diyorlar ki 'büyüme olmaz'. Bugün büyük ülkelerde Amerika dışında çoğunluk parlamente sistemde. Olay sistem değil demokrasi ve hukukun üstünlüğü. 'Her şeyi ben yapacağım' diyor. Bunun adına da başkanlık sistemi diyor. Biz de dedik ki böyle bir sistemi bizim kanımızı dökmeden getiremezsin. Her şeyi ben yapacağım derseniz biz de sokağa çıkarız. Demokrasiyi savunmayacaksak neyi savunacağız? Başkanlık sistemi diye nasıl bir sistem getireceklerse önce bir ortaya koysunlar.

Büyükelçi tayin ediyor, parlamento onun elinde. 'Kalkın' diyor her kes kalkıyor. Bu Kuzey Kore modeli. Dünyada alay konusu olduk.