Tüm Kırtasiyeciler Derneğinden (TÜKİD) yapılan açıklamaya göre, TÜKİD ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş birliği ile düzenlenen "İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarının dördüncü gününde "Ekonomi"başlıklı söyleşi yapıldı.

Alkin, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin Cumhuriyet tarihinde tehlikeli bir kırılma noktası olduğunu belirterek, bu hainliğin perde arkasındaki hedeflerinden birinin Türkiye'yi zayıf gösterip dünyadaki algısını düşürmek olduğunu belirterek, "Hedef Türkiye'yi dördüncü, beşinci sınıf ülke durumuna düşürmekti. Küresel algımız da bundan etkilendi. Darbe girişiminden dolayı 2016'nın üçüncü çeyreğinde (üç aylık dönem) yüzde 1,84 küçüldük. Reel sektör de bu travmadan etkilendi. Bu durumu toparlamak için büyük mücadele ortaya koyuyoruz. Bu açıdan hepimize görev düşüyor. Darbe girişimi olmasaydı 2016'da yüzde 2,3 olduğunu düşündüğüm Türkiye'nin büyüme oranı, 2,8 ile 3,2 arasında olurdu." değerlendirmesinde bulundu.

Bugüne kadarki büyüme modelinin dünyadan Türkiye'ye kaynak girişiyle gerçekleştiğini, bu modelin görevini tamamladığını hatırlatan Alkin, şunları kaydetti:

"Şimdi üretim ve ihracat odaklı yeni bir büyüme modeli üzerinde çalışmalarımızı tamamlamalıyız. İhracatçımızın verdiği mücadele takdire şayan. Tüm dünyada çok da parlak olmayan bir dönemde, Türkiye ihracatçısı ihracat yapıyor. Dünya ekonomisindeki küresel ihracat ortalaması yüzde 5 büyüdüğü dönemde Türkiye'de bu ivmeden yararlandı. O dönemde 60 bin ihracatçımızın yıllık ihracatı 162 milyar dolara kadar çıkmıştı. Küresel ticarette büyüme trendi kırılınca bizim ihracatımız da 142 milyar dolara düştü. Yani, 20 milyar dolar kaybımız var. Türkiye'ye daha az döviz girdi. 'Kur yükselir mi düşer mi böyle olunca?' 2017'de Avrupa'da döviz toparlanırsa Türkiye ihracatı 146 milyar doları görebilir. İhracatçılarımızın Türkiye'nin büyümesine katkı sağlamasına ihtiyacımız var. 2017'de ihracatımızın katkısı için daha çok çaba sarf etmeliyiz."

"DOLAR CİNSİNDEN BORÇLANMAYIN"

Alkin, Türkiye'nin döviz ve net sermaye girişini tekrar sağlamak ve ihracatı artırmak zorunda olduğunu aktararak, "İki yıl öncesine göre döviz girişinde kaybımız var. Dünya ticaretinin yüzde 67'si dolar üzerinden yürüyor. Dolar üzerinden borçlanma önümüzdeki dönemde pahalı olacak. TL cinsinden borçlanmaya (sabit faizli) özen gösterin. Bankalar şu anda makul faiz oranıyla gelmiyorlar belki ama o da olacak. Normalleşme sürecine ihtiyacımız var. İlle de döviz cinsinden borçlanacaksanız, dolar cinsinden borçlanmayın." önerisinde bulundu.

Çocuk tekstilinde ucuz olan ürünler nasıl tehlikeli ise aynı şeyin kırtasiye ürünlerinde de geçerli olduğunu ifade eden Alkin, "Türkiye'nin ürün kalitesindeki becerisini pazarlamaya ihtiyacımız var. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı gibi fuarlar, kurultaylar, ihracatta ortak strateji geliştirmek ile ilgili çabalar güçlü olmalı. İhracatımızın yüzde 60'tan fazlası Avrupa'ya idi. Tek bir coğrafyada yoğunluk olması tehlikelidir. En ufak bir ekonomik kırılmada biz etkileniriz. 2016'dan itibaren Türkiye'nin pazar çeşitliliğine gitmesi bu açıdan önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA