Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar'ı kapsayan Körfez seferinden dönerken gazetecilerin sorularını cevapladı:
Trump'la telefonla görüştünüz. FETÖ konusunda tavırları
ne olacak?
FETÖ konusunda desteklerini istedim.
Meseleyi yakından takip edeceğini, ilgili birimlere talimatları
vereceğini söyledi. Kendisine vekaleten CIA Direktörü Pompeo'yu
Türkiye'ye gönderdi. 'Belgeleri ona da iletirseniz daha ayrıntılı
bilgilenmiş olurum' dedi. CIA direktörüne olanları, görüntüler
eşliğinde anlattım.
MİT'le de etraflıca görüştüler. İnşallah neticesini bekleyeceğiz.
Kendileri kısa zamanda yüz yüze görüşme yapabileceğimizi ifade
etti. Bu görüşmede, inanıyorum ki çok daha netice alıcı
değerlendirme yapma fırsatımız olacak.
PYD-YPG konusunda tavır değişikliği beklenebilir
mi?
Sayın Trump'a PYD'yi, YPG'yi devreden çıkarmaları gerektiğini
söyledim. 'Rakka'nın DEAŞ'tan temizlenmesi işini bunlarla
yapacaksanız, biz orada yer almayız. Sizin ne PYD'ye ihtiyacınız
var ne de YPG'ye. Bu işi koalisyon güçleriyle beraber yapabiliriz'
dedim. O da tüm bu dediklerimizi değerlendireceklerini söyledi.
DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadele konusunda biz son derece
kararlıyız. DEAŞ, El Bab'da çökme noktasına geldi. Menbiç'te de,
Rakka'da da bu pekala başarılabilir.
Güvenli bölge konusunda yeni ABD yönetiminin yaklaşımı
nedir?
Güvenli bölge, sayın Trump'ın da kullandığı bir ifade. Ben bu
düşünceyi, Obama döneminde dile getirmiştim. Ve takipçisi oldum.
Biz, 'terörden arındırılmış güvenli bölge' diyoruz.
Bir diğer konu, uçuşa yasak bölgedir. Orada bir de milli güvenliği
sağlamak için orduya ihtiyaç var. Biz uzun zamandır eğit-donat
yapıyoruz.
Özgür Suriye Ordusu bizim eğit-donat çalışmalarımızın eseridir.
Mesela Cerablus'ta şu an onlar var. Rai, Dabık, şimdi de El Bab'a
onlar yerleşecek. Menbiç'te de ÖSO olmalı.
Güvenli bölge, Fırat Kalkanı gibi konularda Rusya'nın
bir itirazı var mı?
Yok. Rusya sadece El Bab'ın daha güneyine ve batıya girmememizin
iyi olacağını söylüyor.
Güvenli bölgede konut inşasına Almanya sıcak bakıyordu.
Son durum nedir?
Bu işin maliyeti ciddi bir rakam. Şansölye Merkel önce, 'Yeter ki
bize iltica olmasın, biz yılda 10 milyar euro ayırabiliriz'
demişti. Bunu hatırlattım. Dedim ki, bu insanlara 500'er
metrekarelik arsalar içinde özgün mimari ile konutlar yapabiliriz.'
'Doğru' dedi. Ama somut bir desteğe dönüşmedi. Şimdi Trump, 'Ben bu
işin mali olayını çözerim' diyor. İkili görüşme, bu işte herhalde
bizim önümüzü açacaktır.
HAYIRDA HAYIR YOK
Referandum öncesinde kaç ile gitmeyi
düşünüyorsunuz?
Arkadaşlar belli bir takvim hazırlamak için çalışıyorlar. Geçen
hafta Aksaray, onun öncesinde hastane açılışı vesilesiyle Mersin
ziyaretlerimiz olmuştu. Kahramanmaraş'ın ardından, cumartesi günü
Elazığ-Malatya, pazar da Adıyaman-Gaziantep ziyaretlerimiz olacak.
Böylece 5 vilayetimizi ziyaretle bu haftayı tamamlayacağız.
Kampanyayı esas itibarıyla sayın Başbakanla koordineli götürüyoruz.
30 büyük şehrin tamamına gitmeyi hedefliyoruz. Hem Sayın Başbakan
hem bizim ziyaretlerimizle, çift dikiş olsun istiyoruz. Yurtdışı
seyahatlerimiz de olacak.
Almanya, Belçika, Hollanda, ayrıca belki İskandinav ülkelerinden
bir tanesi olabilir.
Anayasa değişikliği sonrası Cumhurbaşkanlığı sistemine
geçiş için 2019'a kadar iki yıllık süre olacak. O süre içinde bir
hazırlığınız olacak mı?
Geçiş sürecini sağlıklı şekilde hazırlamamız lazım. Örneğin partili
cumhurbaşkanına geçişin ön adımı o süreçte olabilir. Referandum
hayırlısıyla 'Evet'le neticelendikten sonra, bizim partiye kayıt
olma imkanımız doğacaktır.
Buna mani bir hal yok. Bu tabii 2019'a yönelik bir geçiş sürecidir.
Sayın Bahçeli'nin ifade ettiği gibi fiili durumun
hukukileştirilmesiyle de artık toplumun buna hazır hale gelmesi
tabii ki büyük önem arz ediyor.
Bir anket var mı elinizde? Tecrübenizle havayı nasıl
kokluyorsunuz?
Bunu anlamakta zorlanıyorum. Her akşam televizyonlarda anketörler
değerlendirmelerini yapıyorlar. Evetçisi de yapıyor hayırcısı da.
Ne düşündüğümüzü elbette söyleyeceğiz.
Gerek Başbakan, gerek Sayın Bahçeli, gerek şahsım, bizim için
kutsal olan demokratik hakkımızı kullanarak meydanlarda, tv'lerde
konuşuyoruz. 'Evet' demeye milletimizi davet ediyoruz. Bizim hayıra
baskı diye bir derdimiz yok. Ama hayır demekte hayır yoktur.
Hayırcıları terör örgütleriyle FETÖ ile aynı kefeye
koymak baskı yaratır mı?
Kimlerin 'Hayır' dediğine elbette bakmak durumundayız. Mesela dağ,
'Hayır' diyor. HDP de 'Hayır' diyor. Bunların aksini iddia etmek
mümkün mü? Değil. CHP de bunlarla beraber hareket ediyor. Benim
için evet ve hayır demenin arasındaki fark bu kadar açık net
ortadadır.
Akademik camiada ihraçlar tartışma yarattı. Neler
düşünüyorsunuz?
İşlenilen suçlardan dolayı eğer siyasetçi bedel ödüyorsa;
bürokratlar, teknokratlar bedel ödüyorsa, profesör bedel ödemeyece
mi? Kusura bakmasınlar, ülkemin bölünmesine yol açacak işler
içindeyseler; terör örgütleriyle iltisaklıysalar, elbette bir bedel
ödemek durumundadırlar. Yasal çerçevede gereken neyse yapılır.
Varlık Fonu hakkındaki düşünceniz?
Varlık Fonu'nu malum kafalar anlamadıkları için hazmedemiyor. Türk
ekonomisine ciddi bir güç kattı. Varlık Fonu ilanı ile dolarda
düşüş başladı. 18 Mart Köprüsü'nün ihalesinde yarışı gördünüz. Hani
çöküyordu Türkiye ekonomisi? Yatırım, 12 milyar dolar. Ekonomi
çöküşte olsa kimse yatırım yapmaz. (TAKVİM)