İki yıldır devam eden süreçte sona gelindi. Milli Eğitim Bakanlığı bugün temel eğitim ve orta öğretimde okutulan 51 programın güncellenmiş müfredatını kamuoyu ile paylaşıyor.
Bakan Yılmaz, yeni müfredata ilişkin ana başlıkları ve hedefleri
düzenlediği basın toplantısıyla açıklıyor. Ardından da 51 programın
ünite başlıkları ve içerikleri internet üzerinden görüşe açılacak.
10 Şubat'a kadar tüm paydaşların görüşü alınacak.
TEOG, YGS VEYA LYS'DE FARKLILIK OLMAYACAK"
Bakan Yılmaz'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Eğitime dair güncelleme, yenileştirme ve geliştirme
çalışmalarımızın bir sonucu olarak taslak programlarımızı askıya
çıkarıyoruz. Taslak program görüşlere sunulmaya ve görüşler
doğrultusunda iyileştirmeye hazır hale geldi. Bu taslak program
binin üzerinde kişi ile hazırlandı. Kamuoyunun katkılarını,
paydaşlarımızın katkılarını alacağız, ortak aklın süzgecinden
geçirerek öğrencilerimizin önüne getireceğiz. 2017-2018 eğitim
öğretim yılından itibaren de sınıflarımızda öğretmenlerimiz, bu
çerçevelere uygun olarak derslerini yürütecekler."
"Önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren 1, 5 ve 9. sınıf
öğrencilerimiz, yeni hazırlanmış müfredatla eğitime başlayacaklar.
Dolayısıyla bu sene ve gelecek sene ve sonraki takip eden sene de
değişen müfredattan dolayı TEOG, YGS veya LYS sınavlarında herhangi
bir farklılık olmayacaktır."
"Ülkemizin 2023 hedefleri, hükümet programları, dikkate alındı.
Literatürler, dünya ölçeğinde eğitim programları dikkate alındı. Ve
bunların ışığında taslak program hazırlandı."
"15 başlıkta öğrenci yeterlilikleri hazırlanmıştır. Bunlar
birbirini desteklemektedirler. Bu yolculukta halkımızın desteği çok
önemli."
"DERS SAATİNİN AZALTILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
"Ders sayılarıyla ilgili arkadaşlarımızın çalışmaları var ancak
nihai olarak belirlemedik. Önümüzdeki dönemde istiyoruz ki,
yardımcı kaynakları verelim. Ancak yardımcı kaynaklar konusunda da
öğretmenlerimize esneklik sağlayalım. Ders sayılarını henüz daha
belirlemedik. Çünkü her öğretmen veya alan kendi ders saatinin
arttırılmasını istiyor. Bu aynı alandaki öğretmen sayısının da
artırılmasıyla yakından bağlantılı. Optimum noktasını bulmaya
çalışıyoruz."
"Ders saatinin azalmasından ziyade OECD ortalamalarına baktığımızda
Türkiye’nin aldığı ders saati diğerlerinden daha az. Dolayısıyla
ders saati azaltılması söz konusu değil, sonuç olarak içeriğinin
hafifletilmesi ve azaltılması daha doğru diye düşünüyorum. Daha az
sayıda ders yerine konuları azaltmak lazım."
“Bizim amacımız öğrenciye çok bilgi vermek değil, bilgilerin
anlamlı olması, bilgilerin öğrencinin hayatını kolaylaştırması
önemlidir.”
20 ŞUBAT'TA DERS KİTAPLARININ YAZIM SÜRECİ
BAŞLAYACAK"
"Kamuoyuna yönelik bir açıklama yapıldı. Askıya çıkan dersler
arasında da Atatürkçülük ve İnkilap Tarihi var. O konuda da
vatandaşlarımızın katkısını bekliyoruz. Taslağı inceleyip herkes
kendi görüşünü söylesin, daha sonra ortaya bir metin çıkacaktır.
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Biz ilim ne söylüyorsa
onu takip edeceğiz. Öğretim programlarını 13 Ocak’ta askıya
çıkardık. Bugün İl Milli Eğitim Müdürlüklerine yazılar gönderildi.
13 Ocak ve 20 Ocak arasında ilçelerdeki öğretmenlerin incelemeleri
var. 6 Şubat’ta sivil toplum kuruluşlarından görüş almak için son
gün. 20 Şubat’ta ise Talim Terbiye kurulu ders kitapları yazım
süreci başlayacak."
"TELAFİ EĞİTİMİ KOYMUYORUZ"
"Yarıyıl tatilinde telafi eğitimi koymuyoruz. Tatil tatildir.
Şubat'tan sonra okul süreci başlayacak. Öğretmenler o ders saatleri
içerisinde o günlerde kayıpları telafi edecekler."
MEVCUT MÜFREDATTAKİ EKSİKLER NELER?
Türkiye yeterlilikler çerçevesi diye bir kavram var. Bunlar
çerçevesinde öğrencilerimizden ne bekliyoruz, üniversitede
öğrencilerimiz kendilerinden ne bekliyor, hayat çocuklardan ne
bekliyor? Bunları dikkate alarak, öğrencilerin edinmesi gereken
beceri nelerdir? Yeterlilikler Çerçevesinde tanımlanmış sekiz
yeterlilik var.
Ana dilde iletişim, diğer başka bir dilde iletişim, bilim ve
teknolojik yetkinlikler, öğrenmeyi öğrenmek, vatandaşlık ve sivil
yetkinlik, insiyatif kullanma ve girişimcilik ile kültürel dışa
vurum. Öğrencilerimiz öğrenmeyi öğrensin istiyoruz. Kendisine
özgüveni olsun. Kusur ve hataları görmek ve başkalarının da bu
hataları yapabileceğini bilsin istiyoruz. Evlatlarımızın, gelecek
çağın ihtiyaçlarını karşılayabilecek yetkinlikleri olsun
istiyoruz.
"YARDIMCI KİTAP DİYE BİR KAVRAM YOK"
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yardımcı kitabı diye bir kavram yok. MEB
olarak hiçbir kitabı yardımcı kitap olarak önermiyoruz. Hiçbir
öğretmenimizin de yardımcı kitabı salık vermemesi, tavsiye
etmemesi, alınmasını istememesini istedik. Ancak yardımcı kitap
alınmasının daha doğru olacağını, belli çerçevede tutulmasını
isteyenler de var. Arkadaşlar bunun üzerine çalışıyorlar. Bakalım
hangisi daha doğru, göreceğiz.